ANONİM ŞİRKET GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ DAVALARINDA DAVA AÇMA SÜRESİ (TTK.m.445)

Avukat Ali Mert Karakılçık

Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 445.maddesinde ; “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu kapsamda TTK.m.445 uyarınca anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali davası ancak karar tarihinden itibaren üç ay içinde açılabilir. Üç aylık bu süre, madde metninde de belirtildiği üzere kararın alındığı gün işlemeye başlar. Sürenin işlemeye başlaması, muhtemel davacıların kararın varlığından haberdar olmalarına bağlı da değildir (Prof.Dr.İsmail KIRCA, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Cilt 2/2, 2.Bası, Ankara 2017, s.213 ; Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2012, s.394). Bahsi geçen üç aylık süre, üçüncü ayın genel kurul kararının alındığı günü karşılayan gününde dolmuş sayılır. Üç aylık süreyi öngören hüküm emredici olup, ne bir esas sözleşme hükmüyle ne iptal davasının taraflarının anlaşmasıyla değiştirilemez. İptal davası açmak için öngörülen üç aylık bu süre, zamanaşımı süresi değil hak düşürücü süredir (Prof.Dr.İsmail KIRCA, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s.214-215).

Tekraren belirtmek gerekir ki anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali davası, kararın alınmasından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır. Üç aylık süresinin başlangıcı genel kurul kararının alındığı gün olup, üçüncü ayın bugüne tekabül eden günü tatil saati başlangıcında sona erer. Üç aylık süre hükmü emredici nitelikte olup bu sürenin herhangi bir şekilde uzatılmasını veya kısaltılmasını öngören bir genel kurul kararı, bir ana sözleşme hükmü veya diğer bir hukuki işlem batıldır (Prof.Dr.Erdoğan MOROĞLU, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 8.Baskı, İstanbul 2017, s.301). TTK’nın 448’nci maddesinin ikinci fıkrasında açıkça belirtildiği üzere, üç aylık iptal davası süresi bir zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü bir süredir. Bu sürenin dolması ile dava hakkı kendiliğinden sona erer ve bunun hakim tarafından re’sen gözönünde tutulması ve davanın reddi gerekir (Prof.Dr.Erdoğan MOROĞLU, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s.302 ; Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt II, 3.Baskı, s.1111). Eş söylemle üç aylık süre içerisinde iptal davası açılmaması halinde genel kurul kararı kanuna, esas sözleşme hükümlerine veya dürüstlük kuralına aykırı dahi olsa genel kurul kararının iptaline hükmedilemez (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-2, Ankara 2023, s.2566). Yani genel kurul karar tarihinden itibaren üç ay içerisinde alınan kararın iptali ileri sürülmezse, alınan genel kurul kararı geçerli hale gelir (Prof.Dr.Oruç Hami ŞENER, Ortaklıklar Hukuku, 4.Baskı, Ankara 2019, s.536). Dava sırasında davalı ortaklığın açık veya kapalı muvafakati de üç aylık sürenin geçmesi ile sona eren dava hakkını canlandırmaz (Prof.Dr.Erdoğan MOROĞLU, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s.302). İşte TTK’da bu şekilde üç ay gibi kısa bir süre belirlenmesi, genel kurul kararlarının iptal edilebilirlik açısından, hukuki durumunun en kısa süre içerisinde kesinleşmesine hizmet etmektedir (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK, Şirketler Hukuku Şerhi, s.2565). Yargıtay uygulamasında da aynı görüş hakimdir (Y.11.HD. 28.3.2022 T. 2021/23 E. 2022/2524 K. ; Y.11.HD. 30.3.2016 T. 2015/8744 E. 2016/3486 K.). Karar özetleri şu şekildedir;

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 28.3.2022 Tarihli 2021/23 Esas 2022/2524 Karar Sayılı ilamı; “…TTK’da öngörülen toplantı nisabının sağlandığı, kararların oybirliği ile alınarak karar nisabının da sağlandığı, iptali talep edilen olağan genel kurul toplantısının 03/09/2014 tarihli olduğu, davanın açıldığı 18/12/2014 tarihi itibariyle TTK’nın 445. maddesinde öngörülen 3 aylık dava açma süresinin dolduğu, davacının davalı şirketin temsil edilmediği iddiası ile şirkete tedbiren kayyum atanmasını da talep ettiği ancak sermaye şirketlerine yönetim kayyumu atanabilmesi şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davacının şirkete tedbiren kayyum atanması talebinin ve süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30.3.2016 Tarihli 2015/8744 Esas 2016/3486 Karar Sayılı ilamı; “Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yokluk ve butlan sebebi olarak ileri sürdüğü eksikliklerin yokluk ve butlan sebebi olmayıp, iptal sebebi olduğu ve davanın genel kurul tarihlerinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir. pay sahiplerinin de davayı Kanun’un 445.maddesi uyarınca karar tarihinden itibaren 3 ay içerisinde açması gerekmesine göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.”

SONUÇ OLARAK; TTK.m.445 uyarınca anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali davası ancak karar tarihinden itibaren üç ay içinde açılabilir. Üç aylık bu süre, madde metninde de belirtildiği üzere kararın alındığı gün işlemeye başlar. Sürenin işlemeye başlaması, muhtemel davacıların kararın varlığından haberdar olmalarına bağlı da değildir. Üç aylık süre içerisinde iptal davası açılmaması halinde genel kurul kararı kanuna, esas sözleşme hükümlerine veya dürüstlük kuralına aykırı dahi olsa genel kurul kararının iptaline hükmedilemez.