Av.Ali Mert KARAKILÇIK
Bilindiği üzere toplantı başkanının başlıca görevi, toplantıyı usulüne uygun, tarafsız ve özellikle, azınlık pay sahiplerinin konuşma haklarını ihlal etmeyecek şekilde yönetmektir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, s.929). Toplantı başkanı, tutanak yazmanı ile gerek görürse oy toplama memurunu tayin ederek toplantı başkanlığını oluşturur. Ayrıca tutanak yazmanı ve oy toplama memuru seçilmemişse, bunlara ait görevler, toplantı başkanı tarafından yerine getirilir (Dr.Jur.Mevci ERGÜN, Anonim Şirketler Hukuku, Ankara 2021, s.554). Toplantı başkanı, öncelikle toplantıya katılım hakkı veren belgelerin mevzuata uygunluğunun, yönetim organınca kontrol edilip edilmediğini tespit ederek, hazır bulunanlar listesini imzalar (AŞGKY m.14/3) (Dr.Jur.Mevci ERGÜN, Anonim Şirketler Hukuku, s.554). Toplantı başkanı kendisine ulaşan toplantıya katılmaya yetkisi bulunmayan kişiler hakkındaki şikayetleri dinlemek ve yargı kararını gerektirmeyenleri çözmek zorundadır (Prof.Dr.Ünal TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2020, s.319). Toplantının başından itibaren yapılan işlemlerin, alınan kararların ve tespit edilen hususların toplantı başkanı tarafından tutanağa bağlanması ve imzalanması şarttır (Prof.Dr.Rıza AYHAN, Prof.Dr.Hayrettin ÇAĞLAR, Prof.Dr.Mehmet ÖZDAMAR, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 2.Baskı, Ankara 2020, s.364). Toplantı başkanı, gerektiğinde konuşmacının genel kuruldan çıkarılmasına da karar verebilir. Pay sahibini toplantıdan çıkarma hakkı, genel kurulun karar verme yetkisinde değil münhasıran başkana ait bir yetkidir. Başkanın, müzakereye başlarken bu konuda genel kurulda yetki almasına da gerek yoktur (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, s.931).
Bu kapsamda toplantı başkanlığının görev ve yetkileri Bakanlık Temsilcisi Yönetmeliği ekindeki örnek iç yönergede sayılmıştır. Bu iç yönergenin 8’inci maddesinde belirlenen görev ve yetkilerde kapsamlı bir şekilde toplantı başkanlığı tarafından yerine getirilmesi gereken görevlerdir. O halde toplantı başkanlığının oluşturulmasından sonra toplantı başkanının yönetiminde olan toplantı başkanlığı, gündemin görüşülmesine geçilmeden önce burada sayılan görevlerini yerine getirecektir. Toplantı başkanının gündemin görüşülmesine geçilmeden önceki başlıca görevleri arasında; Toplantı yerine giriş yetkisi olmayanların, toplantıya girip girmediklerini kontrol etmek, Hazır bulunanlar listesini imzalamak suretiyle asaleten veya temsilen genel kurula katılanların kimlik kontrolünü itiraz veya lüzum üzerine yapmak ve temsil belgelerinin doğruluğunu kontrol etmek de bulunmaktadır. Toplantı başkanı, bu görevlerini yerine getirdikten sonra genel kurula toplantı gündemini okuyabilir (Dr.Hasan KARSLIOĞLU, Anonim Şirketlerde Genel Kurul, s.191-192).
Bu kapsamda genel kurulun usulüne uygun olarak yürütülmesinin sağlanması ve böylece münferit pay sahiplerinin muhtemelen açacakları iptal davalarına da olanaklar ölçüsünde engel olabilmek açısından, divan başkanının kişiliği çok önemli bir rol oynar. Bu nedenle Alman hukukunda kural olarak, genel kurul deneyimleri ve şahsiyeti bakımından gözetim kurulu başkanı, esas sözleşmelerde toplantı başkanı olarak tayin edilmektedir. Uygulamada deneyimli toplantı başkanlarının hukuksal ve taktiksel açılardan toplantı esnasında aydınlatma yapmaktan kaçınmak istememelerine karşın, bu işlerde henüz deneyimli olmayan kişilerin, genel kurul yönetimini önemsememeleri ve daha az değer izafe etmeleri sonucunda toplantı amacına uygun olarak yönetilip sonlandırılamayabilmektedir (Prof. Dr. Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, s.188412).
Bu çerçevede bakıldığında kural olarak, bir genel kurulda, toplantı başkanı usule uygun seçilmeden müzakere yapılıp, karar alınmaması gerekir. Bu durum, herşeyden önce daha önce tespit ve ilan edilmiş bulunan toplantı gündemine de aykırı düşer. Çünkü kural olarak gündemin ilk maddesinde toplantı başkanlığının oluşumuyla ilgili seçim maddesi yer almaktadır. Birden çok pay sahibi bulunan anonim şirketlerde toplantı başkanı usule uygun seçilmeden gündemi görüşüp kararlar alınmışsa, bu kararların iptali dava edilebilir. Çünkü. TTK.m.446 hükmü uyarınca, iptali kabil GK kararları kanun ve esas sözleşme hükümlerine aykırı olanlardır. (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-I, 2.Baskı, s.790). Gerçekten de usulüne uygun bir çağrıyı takiben müzakere ve karar alınması aşamasına gelinmeden önce genel kurulun kanun dairesinde oluşturulması gerekir. Bunun için de toplantıya katılma ve oy verme hakkı bulunan kimselerin sıfat ve hüviyetlerinin tesbiti lazımdır (Prof.Dr.Erdoğan MOROĞLU, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2017, s.122). Zira genel kurul, bütün ortakların katılmaya hakkının olduğu ve önemli konuların karara bağlandığı bir organdır. Ancak bunun için belli prosedürlere uyulması gerekir. Yani genel kurulun oluşumu için ortakların çağrılması, belli bir yer ve zamanda toplanılması, TOPLANTININ BAŞLATILMASI, gündemdeki konuların görüşülmesi ve nihayet karar verilerek şirkete ait kararların ortaya çıkmasının belli bir usulü vardır. Bu usule uyulursa alınan kararlar geçerli olacak ve dolayısıyla şirketin iradesi ortaya çıkmış olacaktır. Aksi durumda, toplanma ve karar almaya ilişkin usule uyulmazsa, alınan kararların geçersizliği gündeme gelecektir ki hükümsüzlük veya iptal yaptırımı söz konusu olacaktır (Prof.Dr.Fatih BİLGİLİ, Doç.Dr.Ertan DEMİRKAPI, Şirketler Hukuk Dersleri, 7.Basım, s.188-189). Dolayısıyla seçimi iptal edilebilir bir karara dayanan başkanın başkanlığında alınan genel kurul kararları da iptali kabil kararlardır (Moroğlu, Erdoğan: op.cit, s. 110; Yiğit, İlhan: op.cit., s. 133; Yılmaz, Yunus: op.cit., s. 49) (Dr. Öğr. Üyesi Necat AZARKAN Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 17-18, Sayı: 26, 27, 28, 29, Yıl: 2012-2013 , s.82).