Avukat Ali Mert KARAKILÇIK
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 494/2-3.maddesinde; “(2) Payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmeleri hâlinde, bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhâl; genel kurula katılma haklarıyla oy hakları ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçer. (3) Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Madde gerekçesinde ise 3.fıkraya dair şu açıklamalar mevcuttur; “…Üçüncü fıkra: Şirketin kararını verebilmesi için üç aylık düşünme süresi vardır. Bu süre içinde reddetmemişse veya haksız red kararı vermişse, geçişi onaylamış sayılır. Şirketin kararı ya kanunî ya da kanunun izin verdiği bir esas sözleşme hükmüne uygun bir sıralamaya dayanmalıdır.” Görüldüğü üzere kanun koyucu şirkete, yasal mirasçıları şirket pay defterine işleyip işlememe konusunda 3 ay düşünme süresi tanımıştır. Buna göre anonim şirket, miras yoluyla hisse intikallerinde yasal mirasçıların onay istemini aldığı tarihten itibaren üç ay içinde bu onay istemini reddetmez veya haksız olarak reddederse, onay kendiliğinden verilmiş sayılır (TTK m. 494/3) (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, 3.Baskı, Ankara 2018, s.2113 ; Prof.Dr.Güzin ÜÇIŞIK – Dr.Aydın ÇELİK, Anonim Ortaklıklar Hukuku Cilt-II, I.Baskı, Ankara 2022, s.152). Yani kanun koyucu devir isteminin geciktirilmesini önlemek amacıyla yasada, şirketin, onaylamaya ilişkin istemi aldığı tarihten itibaren üç ay içinde reddetmemesi veya reddin haksız olması halinde, onayın verilmiş sayılacağını öngörerek (TTK m.494/3), devrin sonucu ucu açık bırakılmamış ve kesinleştirilmiştir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, s.2112). İşte yasada sayılan bu kanuni geçiş hallerine ilişkin ara veya geçici dönem üç aydan ibarettir. Bu süre hak düşürücü süre olup 3 aylık hak düşürücü süreye uyulmalı ve onay işlemi en geç üç aylık süre içinde gerçekleştirilmelidir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, s.2112).
Tekraren belirtmek gerekir ki bir anonim şirketin üç aylık süre sonunda yasal mirasçının kayıt talebini reddetmemesi veya haksız olarak ret kararı vermesi halinde, nama yazılı pay senetlerini DEVRALAN KİŞİYİ pay defterine kaydetme zorunluluğu doğacaktır (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK – Dr.Ögr.Üyesi Aysel ÇETİNKAYA UYAR, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, I. Baskı, Ankara 2022, s.3090). Ve hatta devre ilişkin istemin haksız olarak reddedildiği, mirasçılardan birinin talebi üzerine mahkeme kararıyla dahi tespit ettirilebilecektir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, s.2113). Kanun koyucu bu düzenleme ile, süre bakımından “objektif bir ölçü’’ öngörülmek suretiyle, şirketin onay istemine ilişkin incelemesini ve nama yazılı pay senetlerini devralan kişinin pay defterine kaydı talebini sürüncemede bırakmasını önleme amacı gütmektedir (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK – Dr.Ögr.Üyesi Aysel ÇETİNKAYA UYAR, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, s.3090).
Tüm bu hususlarla birlikte TTK.m.494/3 hükmünde yer alan “ret haksızsa, onay verilmiş sayılır’’ yönündeki ibare dikkate alındığında; anonim ortaklığa karşı açılmış devrin onayı ve pay defterine kayıt davası mahkeme tarafından uygun bulunduğu ve karar kesinleştiği takdirde, kararın hukuki etkisi, ortaklığa onay için başvuru yapıldığı ana kadar geriye gitmeli ve devralan kişi bu andan itibaren ortaklık karşısında pay sahibi olarak kabul edilmelidir. Çünkü mahkemenin kararı ile devralanın devrin onaylanması ve pay defterine kayıt için anonim ortaklığa başvuru yaptığı anda, ortaklıkça belirlenen koşullara uygun hareket ettiği, yani pay sahibi sıfatını taşıdığı tespit edilmiş olmaktadır. Bir başka deyişle, anonim ortaklık, onay için yapılan başvuruyu hukuka aykırı olarak reddetmemiş olsaydı, nama yazılı pay senetlerini İKTİSAP EDEN KİŞİ, başvuruyu yaptığı anda ortaklık karşısında pay sahibi olarak değerlendirilecek ve bu andan itibaren paya bağlı tüm hakları kullanabilecekti (Prof.Dr.Güzin ÜÇIŞIK – Dr.Aydın ÇELİK, Anonim Ortaklıklar Hukuku Cilt-II, s.153). İşte bu durum dahi TTK.m.494/3 gereği şirketin 3 ay içerisinde sessiz kalması halinde yasal mirasçıların ortaksal hakları kullanmasına şirketin kendiliğinden onay vermiş sayılacağını göstermektedir. Ve yine bu durum 3 aylık süre içerisinde yasal mirasçıların şirket miras hisselerine istinaden pay sahibi sıfatıyla genel kurulda oy kullanmalarının (henüz şirket onayı olmasa dahi) mümkün olduğunu ortaya koymaktadır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29.3.2017 Tarihli 2015/13778 Esas 2017/1863 Karar Sayılı ilamında da yukarıdaki açıklamalara benzer mahiyette pay devirleri için başvuru yapıldıktan sonra üç ay içerisinde şirket tarafından başvuru reddedilmemişse devre onay vermiş sayılacağına vurgu yapılmaktadır;“…Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/04/2015 tarih ve …Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davalı şirket ortağının şirketteki hissesini kızları davacılara devrettiğini, devir sözleşmelerinin birer örneğinin pay defterine kayıt istemi içeren dilekçeleri de 15/09/2012 tarihinde şirket yetkisine teslim edildiği, buna rağmen hisse devrine dair dava tarihine kadar herhangi bir işlem yapılmadığını ve devir alanların pay defterine yazılmadığını, bu sebeple de hisse devrinin tespitini ve pay defterine kayıt edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılara hisse devri yapan babası ile oğulları arasında ailevi problemler olduğunu, bunun üzerine …’ın kızgınlıkla davacılara muvazaalı işlemle devrettiğini, hisse senetlerinin devrinin idare heyetinin onayı ile hüküm ifade edeceğini, idare heyetinin bu konuda almış olduğu bir kararın bulunmadığından usulüne uygun devir söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, mahkemece tespit edilen uyuşmazlık konusu ve alınan bilirkişi rapor içeriği göz önünde bulundurulduğunda, ana sözleşmede devir yasağı hükmü içeren maddenin bilirkişi rapor içeriğinde belirtildiği gibi 6103 Sayılı yürürlük kanunun 28/7 uyarınca yeni sisteme uyum sağlama zorunluluğu getirildiğinden ve buna uygun olmayan tüm devir sınırlamalarının kendiliğinden geçersiz olacağı yönündeki hüküm de göz önünde bulundurulduğunda devri onaydan kaçınmanın herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin yapılması mümkün olamayacağından bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan mahkemece hükme esas alınmış, davanın kabulüyle … 5. Noterliğinin 16/08/2012 tarih, 17819 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile … ‘nın … 5. Noterliğinin 16/08/2012 tarih ve 17821 Yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile de …’ın hisseleri devir suretiyle …’tan devraldıklarının tespiti ile pay defterine yazılmasına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, pay devrinin yapıldığı 16/08/2012 tarihi itibariyle, 6103 s. Tatbikat Kanunu’nun 28/7 maddesinde ana sözleşmenin 6102 s. TTK’na uyarlanması için öngörülen bir yıllık süre dolmadığından ve bu süre dolsa bile şirket ana sözleşmesinin pay devri yasağının ortadan kalkması için sadece bu sürenin dolması yeterli olmayıp, ancak 6102 Sayılı TTK hükümlerine aykırı olan ana sözleşme hükümlerinin geçersiz sayılmasının gerekmesine, PAY DEVİR TARİHİ İTABARİYLE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞ BULUNAN 6102 s.TTK’NIN ANONİM ŞİRKET PAY DEVİRLERİNE DAİR 494/3 MADDESİ UYARINCA, PAY DEVİRLERİ İÇİN BAŞVURU YAPILDIKTAN SONRA ÜÇ AY İÇERİSİNDE ŞİRKET TARAFINDAN BAŞVURU REDDEDİLMEMİŞ İSE DEVİRE ONAY VERMİŞ SAYILACAĞINDAN, SOMUT OLAYDA DAVACILARIN PAY DEVRİNİN PAY DEFTERİNE TESCİLİ TALEBİNİN 15/09/2012 TARİHİNDEN İTİBAREN ÜÇ AYLIK SÜRE İÇERİSİNDE ŞİRKET TARAFINDAN REDDOLUNMADIĞINDAN PAY DEVRİNİN GEÇERLİ HALE GELMİŞ OLMASINA GÖRE, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”