HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA BEKLETİCİ SORUN (HMK.m.165)

Av.Ali Mert Karakılçık

Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bekletici Sorun” başlıklı 165.maddesinde; “(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. (2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Madde kapsamında bir davada hüküm verilebilmesi, görülmekte olan başka bir davanın sonuçlanmasına bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemeye karar verir. Buna bekletici sorun yapma kararı denir (Prof.Dr.Baki KURU, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Cilt-I, Ankara 2020, s.919). Nitekim verilecek bir karar, başka bir kararın sonucuna bağlı ise öncelikle bu karar verilmiş ve kesinleşmiş olmalıdır ki diğeri hakkında karar verilebilsin (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Üyesi Zeki GÖZÜTOK – Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Üyesi Adem ALBAYRAK, Medeni Usul El Kitabı, Ankara 2021, s.159). İşte bekletici sorun, mahkemelerce çelişik kararlar verilmesinin ve aynı sebepten dolayı iki kez inceleme yapılmasının önüne geçer (Prof.Dr. İlhan POSTACIOĞLU, Medeni Usul Hukuk Dersleri, 8.Baskı, İstanbul 2020, s.515 ; Prof.Dr. Ejder YILMAZ, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Cilt-II, 3.Baskı, Ankara 2017, s.2131 ; Prof.Dr. Hakan PEKCANITEZ – Prof.Dr. Oğuz ATALAY – Prof.Dr. Muhammmet ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, 9.Baskı, İstanbul 2021, s.310). Bu kapsamda tahkikat aşamasının daha ileride olduğu davanın bekletici sorun yapılması, usul ekonomisine de uygun düşer (Prof.Dr.Addurrahim KARSLI, Medeni Muhakeme Hukuku, 5.Baskı, İstanbul 2020, s.689-691 ; Prof.Dr.Süha TANRIVER, Medeni Usul Hukuku, Cilt-1, 4.Baskı, Ankara 2021, s.796). Bekletici mesele yapılacak davanın, daha sonra açılan davayla aynı kişiler arasında görülmesi de gerekmez (Prof.Dr. Hakan PEKCANITEZ – Prof.Dr. Oğuz ATALAY – Prof.Dr. Muhammmet ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, s.311).

HMK esasen bekletici sorun saymayı hakimin takdirine bırakmıştır. Ancak koşulları bulunmasına rağmen hakimin takdir yetkisini dilediği gibi kullanabilmesi mümkün değildir. Aksine koşulların mevcut olmasına rağmen bekletici sorun kararı verilmemişse, Yargıtay takdir yetkisinin kanunun amacına aykırı kullanılmasını doğru bulmamakta ve hakimin verdiği kararı bozmaktadır. Başka bir ifadeyle bekletici sorun saymanın koşulları varsa, hakim bekletici soruna karar vermek zorundadır. İki dava arasında önemli hukuki bağlantının bulunması bekletici soruna karar vermek için yeterlidir. Zira bekletici sorun saymanın en önemli sebebi, aynı ya da benzer soruna farklı mahkemelerin ayrı ayrı yargılama yaparak farklı kararlar vermesini önlemektir. Bekletici sorun kararı verilmesi yargılamanın gecikmesine göre daha üstün yarar sağlayacaksa, bekletici sorun kararı verilmesi ve yargılamanın gecikmesi hak arama özgürlüğünün daraltıldığı ya da geçici de olsa engellendiği anlamına da gelmez. Aksine bekletici sorun yargılamanın ekonomik şekilde tamamlanmasına ve kararlar arasındaki uyumun sağlanmasına hizmet eder (Prof.Dr.Hakan PEKCANITEZ – Prof.Dr.Oğuz ATALAY – Prof.Dr.Muhammmet ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, s.312).

Bekletici soruna karar veren mahkeme, zaman zaman duruşma yaparak diğer davanın akıbetini araştırabilir. Ancak bir zorunluluk olmadıkça, sadece kontrol amaçlı bu tür duruşmaların yapılması gereksiz zaman ve emek kaybıdır. Bu sebeple, başka bir mahkeme ya da merciinin kararının bekletici sorun yapıldığı durumlarda, hakimin bu karar gelinceye kadar yargılamayı ertelemesi, gerektiğinde taraflara veya kaleme görev vererek beklenen karar ortaya çıkınca mahkemeye başvurmalarının sağlanması ya da bilgi verilmesi yönünde bir ara karar vermesi, bu ara kararında da ancak durum belirli hale gelince duruşma günü belirlenerek yargılamaya devam edilmesi şeklinde karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi halde, sadece beklenen karar verildi mi, verilmedi mi şeklinde duruşmalar yapılması, tahkikatın ve duruşma açılmasının amacına aykırıdır. (Prof.Dr.Hakan PEKCANITEZ – Prof.Dr.Oğuz ATALAY – Prof.Dr.Muhammmet ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, s.310). Uygulamadan örnek vermek gerekirse dava ehliyetiyle ilgili olup dava şartı olan taraflardan birinin ruh sağlığının yerinde olup olmadığı iddiası mevcutsa, bu konuda karar verilmesi görev bakımından başka bir mahkemenin görev alanına giriyorsa, bekletici sorun yapmak hukuki bir zorunluluktur (Prof.Dr.Hakan PEKCANITEZ – Prof.Dr.Oğuz ATALAY – Prof.Dr.Muhammmet ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, s.310). Yine TTK.m.553 kapsamındaki sorumluluk davalarında da hüküm sonucu, görülmekte olan bir başka davaya bağlı ise bu halde de sorumluluk davasında diğer dava bekletici mesele yapılmalıdır (Y.23.HD. 09.11.2012, 3761/6574) (Prof.Dr. Muhammet Özekes-Prof.Dr.Vural Seven-Doç.Dr. Nedim Meriç, Sermaye Şirketlerinde Sorumluluk Davası, İstanbul 2021, s.195).

SONUÇ OLARAK; bir davada hüküm verilebilmesi, görülmekte olan başka bir davanın sonuçlanmasına bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemeye karar verebilir. Buna bekletici sorun yapma kararı denir. Nitekim verilecek bir karar, başka bir kararın sonucuna bağlı ise öncelikle bu karar verilmiş ve kesinleşmiş olmalıdır ki diğeri hakkında karar verilebilsin. İşte bekletici sorun, mahkemelerce çelişik kararlar verilmesinin ve aynı sebepten dolayı iki kez inceleme yapılmasının önüne geçer. Bu kapsamda tahkikat aşamasının daha ileride olduğu davanın bekletici sorun yapılması, usul ekonomisine de uygun düşer. Bekletici mesele yapılacak davanın, daha sonra açılan davayla aynı kişiler arasında görülmesi de gerekmez.